Yakın zamanda yapılan bir araştırma, zaman kısıtlı beslenme olarak da bilinen aralıklı orucun etkili bir kilo verme stratejisi olduğuna dair yaygın inanışa şüphe düşürüyor. Metabolik faydaları hakkındaki popüler varsayımların aksine, çalışma, kilo vermenin anahtarının, aralıklı orucun metabolizma veya sirkadiyen ritimler üzerindeki herhangi bir özel etkisinden ziyade, basitçe genel kalori alımını azaltmakta yatabileceğini öne sürüyor.
Annals of Internal Medicine’de yayınlanan çalışma, zaman kısıtlamalı bir diyet uygulayan bireylerin kilo verme sonuçlarını, kısıtlamasız bir diyet uygulayanlarla karşılaştıran randomize kontrollü bir çalışmanın bulgularını sunuyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nde dahiliye uzmanı Nisa Marisa Maruthur tarafından yürütülen çalışma, zaman kısıtlamalı yemenin (TRE) arkasındaki mekanizmalara ışık tutuyor.
Araştırma, kapsamı sınırlı olsa da, küçük örneklem boyutları ve metodolojik kusurlar nedeniyle sıklıkla eleştirilen mevcut TRE çalışmalarındaki bir boşluğu ele alıyor. Maruthur’un ekibi çalışmanın sınırlamalarını kabul ediyor ancak TRE’nin anlaşılmasına olan katkısını vurguluyor. Denemeye, öncelikle obezitesi olan ve diyabet öncesi veya diyetle kontrol edilen diyabeti olan Siyah kadınlardan oluşan 41 katılımcı katıldı. Her iki gruba da aynı besin içeriğine sahip kontrollü yemekler verildi ve mevcut egzersiz seviyelerini korumaları talimatı verildi.
Zaman kısıtlaması olan gruptaki katılımcılar, günlük kalorilerinin yüzde 80’ini saat 13:00’ten önce tüketerek 10 saatlik bir yeme aralığıyla sınırlandırıldı. Bu arada kontrol grubu, öğünlerin gün boyunca dağıtıldığı standart bir yeme düzenini izledi. Her iki grup da kendi beslenme programlarına yüksek düzeyde bağlılık gösterdi. 12 hafta sonra, her iki grupta da glukoz homeostazisi ve kan basıncı gibi diğer sağlık belirteçlerinde anlamlı bir fark olmaksızın ortalama 2,4 kg (5,3 pound) civarında benzer kilo kaybı yaşandı.
Maruthur ve meslektaşları, kalori alımı eşitlendiğinde, zaman kısıtlamalı yemenin kilo kaybı için ek fayda sağlamadığı sonucuna varıyor. Farklı popülasyonlara ve daha kısa yeme aralıklarına bağlı olarak sonuçlarda değişiklik olma potansiyelini kabul ediyorlar. Uzmanlar, beklentilerle uyumlu olduğuna dikkat çekerek çalışmaya ağırlık veriyor. Surrey Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Adam Collins, zaman kısıtlamalı yemenin sihirli etkilerinin olmadığını vurguluyor. Benzer şekilde, Glasgow Üniversitesi’nden profesör Naveed Sattar da çalışmanın titiz metodolojisini övüyor.
Illinois Üniversitesi’nden Krista Varady ve Vanessa Oddo, bulguları, özellikle geleneksel kalori sayma yöntemleriyle mücadele eden kişiler için kilo vermeye pratik bir yaklaşım olarak görüyor. Farklı popülasyonlar için geçerli bir beslenme stratejisi olarak zaman kısıtlamalı beslenmenin basitliğini ve erişilebilirliğini vurguluyorlar. Çalışma, aralıklı orucun özel etkinliği hakkındaki varsayımlara meydan okuyarak kilo verme hedeflerine ulaşmada kalori azaltmanın önemini vurguluyor. Diyet stratejilerini basitleştiren ve farklı popülasyonlar için erişilebilirliği artıran, zaman kısıtlamalı yemek yeme gibi pratik yaklaşımların benimsenmesinin öneminin altını çiziyor.